Dink davası savcısının ilgisiz kaldığını öne süren Doğan, ''Sanıklara soru bile sormuyor. Duruşma sırasında laptopundaki oyunları oynuyor.'' iddiasında bulundu. Malatya Zirve Yayınevi davası avukatlarından Orhan Kemal Cengiz de, Uğur Mumcu'nun PKK'ya silah sekiyatı yapmasını araştırdığını, bu nedenle öldürüldüğünü ileri sürdü.
Hrant Dink'in öldürülüşünün 3. yıl dönümü nedeniyle Boğaziçi Üniversitesi'ne düzenlenen ''Derin Devlet Davaları'nda ne durumdayız?'' paneline Hrant Dink davası avukatlarından ve Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karanlık eylemini başlatan Ergin Cinmen, Cemal Temizöz davası avukatlarından Cihan Aydın, akademisyen Bekir Berat Özipek, Malatya Zirve Yayınevi Cinayeti Davası avukatlarından Orhan Kemal Cengiz ve Hrant Dink davası avukatlarından Erdal Doğan katılarak bir konuşma yaptı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Bekir Berat Özipek, insanların Ergenekon, Dikn, Zirve Yayınevi Cinayeti, Jitem gibi davalar karşısında duyarlı olması gerektiğini söyledi. Aksi taktirde hukuki sürecin işlemeyeceğini, hukukun gereklerinin yerine getirilmemesi yönünde riskler bulunduğunu söyleyen Özipek, Şemdinli Davası örneğini verdi. Özipek bu kapsamda bu ve benzeri toplantıların yapıldığını dile getirdi. Özipek, Hrant Dink cinayeti, Zirve Yayınevi Cinayeti, Diyarbakır'daki faili meçhul cinayetler davasının akıbeti için milyonlarca gözün takipte olması gerektiğini kaydetti.
AVUKAT CENGİZ: MUMCU, ERGENEKONCULARIN PKK'YA SİLAH SEVKİYATI YAPMASINI ARAŞTIRIYORDU
Bekir Berat Özipek'in açılış konuşmasının ardından ilk olarak Malatya Zirve Yayınevi Davası avukatlarından Orhan Kemal Cengiz söz aldı. Cengiz, ''Uğur Mumcu, Ergenekoncuların PKK'ya silah sevkiyatı yaptığını araştırıyordu. Eşref Bitlis ile kahire turu de görüşüyordu, arka arkaya gittiler.'' dedi. Son 1 yılda ortaya çıkarılan AKP ve Gülen'i bitirme, Kafes Operasyonu ve son olarak Balyoz harekatı planını hatırlatan Cengiz, '' Biz bir anlamda pornografik derin devlet filmi izliyoruz. Bir başka ülkede bütün sistemi yerle bir edecek olaylar bizde sıradan hale geldi. Duyarlılığımızı yitirdik. Ergenekon davasının görüldüğü mahkeme önünde insanların yatması gerekirdi. Planlar karşısında insanların sokağa dökülmesi gerekirdi. Bu gemi bir yere gidiyor ama kaptan Tayyip Erdoğan yolunu bilmiyor. Biz yolu bildiğini zannediyoruz. Koca davalar 3 savcıya yıkılmış. Sizin neşter atmaya cesaret edemediğiniz konulara yargı da neşter atmaz. Hükümet asker işini düzeltsin derken çetelere cesaret veriyor. Çeteler karşılarında kararlı halde duran bir siyasi irade olmadığını görüyor. Böyle giderse gemi buzullara çarpar. Hükümet kafasını kaldırıp kendisine yönelmiş irade karşısında gereğini yapması gerekir. Aksi takdirde daha önce gördüğümüz filmleri bir kere daha göreceğiz.'' şeklinde konuştu.
''GLADYO ANAYASASI''
Dink davası avukatlarından Erdal Doğan, adı geçen davalara işaret ederek, ''Bu davalar mevcut hukuk tekniğiyle çözülemez. Yıllarca süren davalar olur yoksa. Bu davalar halk desteği olmadan ilerlemiyor. Zirve, Santaro, Diyarbakır Davası, Hrant Dink, Ergenekon davası zaptu rapt altına alınmış. Savcılar zamanı laptopundaki oyunları oynayarak vakit geçirmekte. Sanıklara soru sormuyorlar. Delil karartmaları yaşanıyor. Deliller karartılıyor. Kamera kayıtları hep silinmiş oluyor. Hrant Dink davasında artık bir figüran oluyoruz. Hukuk hukukçulara bırakılmayacak kadar önemli. İş avukatların sırtına yüklenemez. Biz çok para almıyoruz. Aynı zamanda planların hedefindeki isimler oluyoruz. Hrant'ın öldürülmesinden sonra Veli Küçük'ü andığım anda tek başıma kaldım. Yalnızlaştım. Ergin abi sağolsun bana destek açıklaması yaptı. Bu davalar avukatların korkarak gitmemesi gereken davalardır.'' ifadelerini kullandı.
Mevcut anayasaya sert eleştiriler yönelten Erdal Doğan, ''Bu anayasa gladyo anayasasıdır. 12 Eylül ile birlikte ordu Gladyo ordusu olmuştur. Gladyo anayasasından kurtulmalıyız. Kurtulamazsak sistem böyle devam eder. Yargı da budna göre şekillendi. Yargıçları, gazetecileri teşhir etmek gerekir. Bunların dokunulmaz olmadığı teşhir edilmeli. Halk gladyo anayasasından kurtulmak için harekete geçmeli.'' şeklinde konuştu.
TEMİZÖZ'ÜN ÖTESİNE GEÇİLEMEDİ
Cemal Temizöz'ün de yargılandığı Diyarbakır Davası'nın avukatı Cihan Aydın, ise ''Bu dava Dink Davası kadar gündemde değil.'' diyerek tepkisini dile getirdi. ''Halkın desteğine ihtiyacımız var.'' diyen Aydın, ''20 cinayet ile ilgili iddialara davada sorgulanıyor 5 Şubat'ta 9. duruşma yapılacak. Ergenekon sistemi, demokratik düzeni değiştirmeye yönelik yapıyken Diyarbakır Davası Kürtlere yönelik yasadışı işleri, cinayetleri ele alıyor. Biz gidebildiğimiz en yüksek rütbeli Temizöz, devamına gidemedik. Bu davanın tutuklu sanıkların büyük kısmı, Diyarbakır Asayiş Komutanlığı tarafından yönlendirildiklerini söylüyorlar. Hasan Kundakçı'nın kendilerine her türlü yetkiyi verdiklerini anlatıyorlar. Bu davada dönemin siyasi aktörlerinin hiçbiri yok. Bu kadar aleni işlenen cinayetler aslında çok derin değil. Bu cinayetler Jitem isimli organizasyon tarafından işlendiğine dair yaygın görüş var. Ama hiçbir zaman üzerine gidilemedi. Eğer bu dava elimizden kaçarsa kaybedersek bir daha cinayetlerin arka planına ulaşmamız çok zor olacak. Mevcut yargı, mevcut hukuki yapıyla bu çok zor. Özel yetkili bir mekanizmanın devreye girmesi gerekir.'' şeklinde konuştu.
ÖLDÜRÜLECEĞİNİ BİR TEK DİNK BİLMİYORDU''
Hrant Dink Davası avukatlarından Ergin Cinmen, ''Hrant Dink'in katili 5-6 tane meczup, IQ'su aşağılarda insanlar.'' dedi. Cinayetten 11 ay önce Hrant Dink'in kimler tarafından öldürüleceğini Trabzon Emniyeti'nin bildiğini söyleyen Cinmen, '' Yasin Hayal ve arkadaşlarının Dink'i öldüreceği biliniyordu. Trabzon Emniyeti yazıyla İstanbul Emniyeti'ne yazıyla bildirdi. İstanbul Emniyeti sümeni açıp kapıyor. Trabzon Jandarma Komutanlığı da başka bir kanaldan cinayeti haber alıyor. Jandarma da bu bilgiyi sümenaltına koyuyor. Herkes biliyor bir tek Hrant Dink bilmiyor. Polis, Hayal ve arkadaşlarını izlemeye alıyor. Ogün'ün otobüse bindirilene kadar izlendi. İstanbul'a indiği 3 kişiyle konuştuğu biliniyor. Elini kolunu sallaya sallaya gidip Hrant'ı arkadan vuruyor. Ben artık planlara şaşırmıyorum. Balyoz'a bile şaşırmadım. Evet camileri bombalayabilirler. Kahramanmaraş'ta bunu yapmadılar mı? Çevik Bir imzalı andıç vardı mesela. Akın Birdal'ı etkisiz hale getirme planı vardı. Bazı gazetecilerin itibarsızlaştırılması planlandı. Genelkurmay tüzel kişiliği tarafından yapıldı bunlar. Böyle olmaz ki. Ordu tuzak kuruyor. Adaletin ihtiyaç olduğu hissettirilmesi gerekir. Adaletin ihtiyaç olduğu ortaya konulmalı. İnsanlar duyarlı olsun. Halk duyarlı olsun. Mesela tişört yapalım. Üzerinde 'Celalettin Cerrah bildiğin halde neden sustun?' yazsın. İnsanlar görsün.'' ifadelerini kullandı.
Panel sırasında soruları yanıtlayan Erdal Doğan, laptopunda oyun oynayan savcının ismini açıklamazken, ''Hrant Dink davasında savcı ilgisizdi. Ağustos 2008'e kadar böyle yaptılar. Savcı sanıklara bakmıyordu. Laptopunda oyun oynuyordu. Böyle bir savcı. Mahkeme ise 'Gözünü yağını yiyim, koçum, aslanım' gibi yürüdü. Mahkemenin tavrı normal değil. Bazı mahkeme başkanları hakkında soruşturma var. Bu soruşturmaların tehdit olarak kullanıldığını biliyorum. Jandarma, emniyet ya da MİT tarafından. HSYK da aynı şekilde hareket ediyor.'' şeklinde konuşuyor.
Kategori : GÜNCEL