AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a, “TSK üzerinden siyaset yapmayı bırakın, Türk milletinin göz bebeği olan TSK'yı yıpratmamaya, tartıştırmamaya özen gösterin” diye seslendi.
Kılıç, Baykal'ın, dün yapılan CHP grup toplantısında TSK üzerinde sarf ettiği sözleri “derin bir talihsizlik” olarak değerlendirdiğini belirterek, “TSK ile Brezilya arasında kurmuş olduğu benzerliğin talihsiz ve üzücü bir durum olduğunu” ifade etti. Baykal'ın da sarf ettiği sözlerinden ötürü üzgün olması ve pişmanlık hissi içinde bulunması gerektiğini düşündüğünü savunan Kılıç, şöyle konuştu:
“Siyasetçilerin, TSK'yı gündelik tartışmaların aracı olarak görmemesi kanısındayım. TSK, gündelik siyasi polemiklere malzeme yapılacak bir kurum değildir. Söyleyecek sözü kalmayan siyasetçilerin, yeni söylem geliştiremeyen siyasi liderlerin, her vesileyle TSK'nın kurumsal kimliğini ve hassasiyetlerini kışkırtıcı söylemler içine girmeleri, siyasete de kurumlara da hiçbir fayda sağlamıyor. Tam aksine, çatışmacı ve çatıştırmacı bir ruh halini yansıtıyor. Bu durumun Türkiye'ye faydası yok. Bu yaklaşımların Türk siyasetine, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne ve TSK'ya da sağladığı hiçbir fayda yok. Bu durumda olan siyasetçilere çağrımız şudur; çekin elinizi TSK üzerinden. Gündelik, kısır çekişmelere, milletimizin g Cricket çakmak öz bebeği olan TSK'yı alet etmeyin.”
Baykal'a, dün yaptığı grup konuşmasına istinaden, Anayasanın egemenlik ve yargı yetkisine ilişkin, 6, 7 ve 9. maddelerini hatırlatan Kılıç, “Sayın Baykal, egemenlik yetkisini düzenleyen 6, 7, 8 ve 9. maddeleri dikkatle okuyup, üzerinde düşünebildiği takdirde, TSK'nın bir ünitesinde hakim tarafından yürütülmekte olan çalışmanın, Anayasa ve yasalar çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir çalışma olduğunu idrak edecektir” dedi.
Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama doğruyu anlamak, hukuk devletinin sınırlarını idrak etmek ve doğru bir zeminde siyaset yapmak yerine, kışkırtıcı bir siyasi söylemle Türkiye'ye zarar vermeyi düşünecek olursa, kendisine önerimiz şudur; takip ettiği yol, izlediği çizgi iyi bir yol değildir. Bu çizgi, Türkiye'ye hiçbir fayda getirmemektedir. Sayın Başbakan'ın, Sayın Genelkurmay Başkanı ile gereken her zamanda görüşebiliyor olması, haftalık olağan görüşmelerin rutin bir seyir içinde devam ediyor olması, MGK toplantılarının önceden belirlenen gündem doğrultusunda ve devlet ciddiyetinin gerektirdiği eksen çerçevesinde yapılabiliyor olması, Anamuhalefet liderini rahatsız etmemelidir. Bilakis, demokrasisi bütün kurumları ve kurallarıyla işleyen ülkede, Anamuhalefet lideri olabildiği için kendisini mutlu, bahtiyar hissetmelidir, kendisini şanslı görmelidir. Demokrasinin işliyor olması, Sayın Baykal için sağlam zeminde siyaset yapma imkan ve fırsatını sağlıyor. Ama işlemeyen bir demokrasi özlemi duyuyorsa, çatışan kurumların bulunduğu Türkiye hayali peşinden koşuyorsa, Türk milletine de Türk devletine de verecek hiçbir şeyi, söyleyecek hiçbir sözü olmadığı ortaya çıkmış demektir. Sayın Baykal, TSK üzerinden siyaset yapmayı bırakın, Türk milletinin göz bebeği olan TSK'yı yıpratmamaya, tartıştırmamaya özen gösterin. Bu çağrımız sadece Sayın Baykal'a değil, siyasette ve medyada bu konularda yorum yapan herkesedir.”
“DEMOKRASİSİ İŞLEYEN TÜRKİYE, MUHALEFETİN İŞİNE YARAMIYOR”
Hukuk devleti çerçevesinde, yanlış bulunan olgu ve olayların yargı zeminine taşınıp tartışılabileceğine işaret eden Kılıç, ancak bu tartışmalar yapılırken siyasilerin, gazetecilerin ve sivil toplum örgütlerinin de özen göstermesi gerektiğini vurguladı. Kılıç, “Yanlış yapılan kişiler tartışılabilir, yargı bu konularda gereğini yerine getirebilir. Ama bütün bunlar yapılırken, TSK'nın kurumsal hüviyeti tartışmaya açılmaz, kurumsal yapısı yıpratılmaz” dedi.
Mahalefetin tavrını eleştiren ve “Muhalefet, seçim yoluyla iktidara gelme umudunu kaybetmiş olmalı” diyen Kılıç, “İstikrarlı, demokrasisi işleyen, hukuk devleti olma niteliğini günden güne geliştiren bir Türkiye, anşalııyor ki muhalefetin işine pek yaramıyor” görüşünü savundu.
AK Parti'nin; son 4 milletvekili seçimlerinde tek başına iktidar, yerel seçimlerde de belediyelerin çoğunluğunu kazanarak bir siyasal başarı grafiğini ortaya koyduğunu anlatan Kılıç, “Anlaşılıyor ki Sayın Baykal ve muhalefet liderleri, istikrarlı, demokrasinin işlediği bir Türkiye'de kendilerine sandık yoluyla sağlayabilecekleri çok fazla bir başarı olmadığı kanaatinden hareket ediyorlar ve kurumların çatıştığı, huzurun bozulduğu, istikrarın sarsıldığı Türkiye tablosunu, kendileri için siyaset yapmaya daha uygun, daha elverişli Türkiye tablosu olarak değerlendiriyorlar” ifadesini kullandı.
KILIÇDAROĞLU'NA YANIT
Kılıç, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile ilgili sözleriyle ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:
“Sayın Kılıçdaroğlu, kendini o kadar önemli bir siyasi figür olarak değerlendirmesin. Sayın Arınç, her zeminde, her siyasi portre karşısında fikrini inancını, değerlerini, en kuvvetli ve sağlam ifadelerle savunabilecek siyaset adamıdır. Sayın Arınç, siyaseti vicdanıyla, yüreğiyle, duygularıyla yapan siyaset adamıdır. Siyasette iki yüzlülük ibaresinin hiç yakıştırılamayacağı önemli isimlerden biridir. Sayın Arınç'ın, ne siyasi düellodan kaçınması söz konusu olabilir ne de siyasi çizgisinde savunamayacağı bir yanlışı bulunabilir. 'Sayın Kılıçdaroğlu muhatabım değildir' demişse, siyaseten denge olarak görmediği, kendisiyle konuşacak ya da tartışacak bir şeyi olmadığı içindir. Anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu, Sayın Arınç'a kendi üslubuyla meydan okuyarak, Arınç'ın bulunduğu bir üst ligde kendisine alan açmak istiyor. Başbakan Yardımcımız, 'Muhatabım sen değilsin, Baykal'dır' demek suretiyle kendisine aslında bulunduğu yeri de hatırlatmış oluyor.”
Kategori : POLİTİKA