Erken seçim tartışmaları AK Parti MYK'da masaya yatırıldı. Toplantı sonrası açıklama yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, milletvekilliği seçimlerinin zamanında, 2011 yılında yapılacağını açıladı.
Çelik, AK Parti MYK sonrası açıklamalarda bulundu. Dar gelirli ve dezavantajlı grupları özellikle gözeten ve onlara daha fazla kaynak ayıran bir yönetim anlayışı içinde olduklarını belirten Çelik, şunları söyledi:
''Bu, 2003 yılından bu yana hep artan bir trend sergilemiştir. Buradan hareket eden bazı yazarlar, bazı medya grupları ve yorumcular, bunun bir seçim hazırlığı olduğunu ifade etmektedir. Kimse yanlış bir yorum yapmasın. 2011'de ve zamanında milletvekilliği genel seçimi yapılacaktır. Toplumu bir beklenti içerisine sokmaya gerek yok. Piyasaları kararsızlığa itmeye gerek yoktur. Ama 2011 yılında ve süresi içerisinde genel seçimlerin yapılacağını da bu vesile ile sizlerle paylaşmak istiyorum. lokal seo Çünkü biz siyasi istikrarın devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Siyasi istikrar devam ederse ekonomik istikrar devam eder.
AÇILIMDAN GERİ ADIM YOK
MYK toplantısında iç, dış, siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmeleri değerlendirdiklerini anlatan Çelik, 2009 yılında kamuoyuyla paylaştıkları ''demokratik açılım'' süreciyle ilgili olarak da partinin kararlılığının bir kez daha vurgulandığını bildirdi.
Çelik, ''Demokratik açılım süreci Türkiye'de demokrasimizin standardı, gelişmiş batı ülkelerinin seviyesine çıkıncaya kadar ve terör bitinceye kadar devam edecektir. Bu konu bir kez daha görüşülmüş, alının mesafe gelişmeler tekrar masaya yatırılmış ve bundan sonraki süreçlerle ilgili olarak AK Parti'nin kararlılığı bir kez daha vurgulanmıştır'' diye konuştu.
ŞAPLA ŞEKER BENZERLİĞİ
Çelik, kapatılan DTP'nin milletvekillerinden ifadeye çağrılmasıyla ilgili ise şunları söyledi:
''Biliyorsunuz Anayasa'nın 14. maddesi kapsamındaki suçlarla ilgili bir davadan söz ediyoruz. Ve bununla ilgili bir çağrıdan söz ediliyor. Zaman zaman bu gündeme gelince 'AK Partili milletvekilleriyle ilgili diğer partili milletvekilleriyle ilgili de TBMM'de dosyalar var. Onlar hakkında açılmış davalar var. Onlar niye gitmiyorlar?' şeklinde itirazlar yükseliyor. Şapla şeker birbirine çok benzer, ama bu ikisini karıştırmamamız lazım. Anayasanın 14. maddesi kapsamındaki suçlar çok farklı suçlardır ve buralara bir istisna getirilmiştir. Bir hukuk devletinde birileriyle ilgili bir iddia olabilir, bir itham olabilir, sorgulama söz konusu olabilir. Ve yasaların gereği ne ise bunların yerine getirilmesi gerekiyor. Şahıstan şahısa bu değişken olmamalıdır. Düşüncemiz budur. ''
CUMHURBAŞKANINA DESTEK
Çelik bugün Cumhurbaşkanı Gül'ün açıklamalarına da tam destek vererek şöyle devam etti:
''Ben Sayın Cumhurbaşkanı'nın özellikle bazı şahısların hatalarından hareket ederek kurumların topyekün itham edilmesinin doğru olmadığı yönündeki görüşlerine katılıyorum.
Her kurum içerisinde gerek eylemi, gerek söylemi itibariyle yanlış yerde duran, yanlış yapan insanlar olabilir, ama o şahısların hatalarından hareket ederek topyekün o kurumları suçlamanın, onları itham etmenin, onlara toptancı yaklaşmanın ben de hakkaniyetle bağdaşmadığını ve hukukla bağdaşmadığını düşünüyorum.
Biliyorsunuz suçların kişiselliği prensibi hukukun temel prensiplerinden biridir. Bu siyaset içerisinde de olabilir, medya içinde de olabilir, iş dünyasında da olabilir, yargıda da olabilir. Bir siyasetçi yanlış yaptığı zaman veya bir parti içerisindeki siyasetçi yanlış yaptığı zaman o siyasi kadroyu, partiyi tüzel kişiliği itham etmek ne kadar doğru değilse Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde birisi yanlış yaparsa oradan hareket ederek tüm orduyu itham etmenin, TSK'yı hedef almanın da doğru olmadığını düşünüyorum. Bu yargı için de böyledir, medya için de, iş dünyası için de böyledir. Dolayısıyla toptancı olmayalım ve şahıslardan hareket ederek onları mensup bulundukları kurumları toptancı bir suçlamayla karşı karşıya bırakmayalım. Bu yönüyle, Sayın Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarına ben de katılıyorum''
Kategori : POLİTİKA