Dünya genelinde sağlık yetkililerini alarma geçiren Pandemik Grip A’nın bir solunum yolları hastalığı olduğu biliniyor. İnsandan insana, aksırık ve öksürükle, tokalaşma ya da dolaylı temasla bulaşabiliyor. Yoğun kalabalıkların iç içe olduğu hastaneler ise, virüsün en gözde mekânı gibi görünüyor. Hastalığın hastanelerdeki bulaşma sıklığı ile alınan önlemlerin neler olduğunu merak ediyor insan...
Taraf'tan Ayşe Tatlıcı ve Selen Erkaya'nın yaptığı gözlemleri ürpertici:
- Ancak, gittiğimiz hastanelerde bu virüse karşı alınmış özel önlemler olduğuna ilişkin bir gözlemimiz pek olmuyor. Dolaştığımız hastanelerin ortak özellikleri ise, koridorlarda saatlerce bekleyen birçok hasta, korunmasız bebeklerle çocuklar, pis tuvaletler ve boş sıvı sabun kapları
Tedbir sıfır, hastalık sonsuz
İlk durak Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Burada ilk göze çarpan yoğun kalabalık. Acil Servis, öksürenler, aksıranlar, sımsıkı giydirilmiş maskesiz dolaşan çocuklar ve yaşlılarla dolu. Hemen oracıkta kulağımıza çalınan bir fısıltı durumu özetliyor: “Neden aşı vurulayım? Başbakan bil almanca seo e vurulmadı.”
Muayene alanlarında tecrit kaygısıyla alınmış bir tedbir yok. Hastanenin Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’nde, H1N1 virüsü saptanmış bir hasta yatıyor. Karantina altındaki kliniğe girme fikri biraz ürkütüyor aslında...
Karantina ilan edilen kliniğe girince bir hastane çalışanıyla karşılaşmıyoruz ama hasta odalarında yatanlar olduğunu görebiliyoruz açık kapılardan. Tam fotoğraf çekecekken birden ortaya çıkıveren ve “İzin almadan giremezsiniz, fotoğraf da çekemezsiniz” diyerek püskürtme harekâtına girişen görevli, ‘bulaşan birşey varsa, kesin bulaştı bana da’ dedirtiyor insana.
Çocuk Kliniğinin önünde de bir yoğunluk var. Bahçedeki bir bankta bir baba ve iki çocuğu oturuyor. İlk dikkati çeken, çocukların yüzündeki koruyucu maskeler. Bir “Merhaba” ile sohbete koyuluyoruz. Avcılar Yeşiltepe’den, iki hasta çocuğuyla hastaneye gelmiş işsiz bir baba. İsmini vermek istemiyor ama uzun uzun anlatıyor kötü okul şartları ve ilgisiz hastanelerle başlayan hikâyesini.
Böbrek hastası, ateşli, sağlam
“Sabah sekizden beri buradayım” diyor; “Çocuklar böbrek hastası, diyalize giriyorlar. Ateşlenip halsiz düştüler diye rapor almaya geldik ama doktor ‘sağlam’ bunlar diyor.”
Samatya Hastanesi’nde rastladığımız 85 yaşındaki Halil Duru da grip nedeniyle hastaneye gelenlerden. Şikâyetlerinden hareketle konan teşhis son aylardaki yüz binlerce hastaya konanın aynı: “Mevsimsel grip ve potansiyel domuz gribi.” Halil Amca’nın sabahtan beri beklemekten yorulan bedeni kantindeki bir masanın önündeki sandalyede. Ayakta beklemeye takati kalmayınca pes edip oturmuş, şifa niyetine yeşil çay içiyor. “Domuz gribi öldürüyorsa madem, doktorlar neden bu kadar rahat” diye soruyor.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servis kapısındaki Hatice Hanım ise, iki gün önce 30 yaşındaki oğlunu yüksek ateşten hastaneye getirdiklerini, servisin o gün de çok kalabalık olduğunu ve bir serum taktıkları oğlunu ‘İstirahat etsin’ diyerek eve yolladıklarını anlatıyor.
H1N1 testleri el yakıyor
Grip belirtisi gösteren rahatsızlığın domuz gribi virüsünden kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmek için yapılan testler ise, gerek fiyatı, gerek vatandaşa çektirilen eziyet nedeniyle el yakıp baş ağrıtıyor. Hastadan burun salgısı alınarak gerçekleştirilen H1N1 ön tarama testinin sonucu yarım saat içinde belli oluyor. Sonucun pozitif çıkması halinde, hasta, kesin tanı koyan H1N1 PCR testine tabi tutuluyor. Bu test iki aşamalı olarak gerçekleştiriyor. İlk aşama aynı gün sonuçlanırken, ikinci aşama için iki gün beklemek gerekiyor. Bu süre içerisinde de zaten çabuk seyir değiştirebilen bir özelliğe sahip olan hastalık hızla ilerliyor ve hastanın durumu testin yapıldığı güne oranla oldukça ağırlaşabiliyor.
H1N1 PCR testi, Türkiye’de devlete ait iki merkezde yapılıyor. Grip olduğundan şüphe duyan hasta istediği zaman bu testi yaptıramıyor. Hastanede takibe alınan hastalara öncelik tanındığı için, özellikle devlet hastanelerinin acil servisleri hiç boşalmıyor.
Domuz gribi şüphesiyle başvuran çoğu hastanın, yapılan testlerden sonra H1N1 virüsü taşımadığı anlaşılıyor. Virüs taraması ise, devlet memuru, SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı’na bağlı hastalara 39 TL’ye, H1N1 özel testi de 289 TL’ye maloluyor.
Yüzlerce hasta, hastanelerde şifa arıyor. Yapılacak şeyse, elleri kendi sabunumuzla sabunlamak, maskeleri takmak ve hasta olmamak için dua etmek. İzinsiz girdiğimiz hastaneden çıkarken bir yandan arkada kalan manzaralar için üzüntü duyuyor, bir yandan ‘bakalım üç gün içinde bizde de belirtiler ortaya çıkacak mı’ diye düşünüyoruz.
Kategori : GÜNCEL